Domuz Gribi Nedir ? Tanı Nasıl Konulur ?
Öncelikle herkese merhabalar. Sizlere bugünlerde herkesin canını sıkan bir hastalıktan bahsedeceğim. Domuz gribinden .
İlk olarak gripten bahsedelim. Grip İnfluenza isimli virüsün sebep olduğu , insanlar üzerinde ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilen solunumsal bir hastalıktır. Genellikle mevsimsel zaman değişikliklerinde özellikle kış aylarında sık görülmektedir. Semptomları yüksek ateş , üşüme-titreme, boğaz ağrısı , halsizlik , baş ağrısı ve burun akıntısıdır. Tedavisinden bahsetmek gerekirse de semptomlara yönelik tedavi edilmesi uygundur. Ateş düşürücü ağrı kesici ve istirahat en uygun tedavi yöntemidir.
Domuz gribi ise yine İnfluenza virüsünün alt tiplerinden biri olan H1N1 virüsünün sebep olduğu bir tür griptir.Domuzlar da oluşan virüse çok benzediği için domuz gribi ismi kullanılmaktadır.
Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir ?
Domuz gribinin belirtilerinin normal gripten bir farkı yoktur. Ateş baş ağrısı, vücut ağrısı, halsizlik, üşüme- titreme vs. dir. Ayrıca son çalışmalar göstermiştir ki bulantı-kusma daha sık görülmektedir.
Domuz gribi için Kimler Risk Grubu Altındadır ?
Risk grubu altındakiler tüm dünya Türkiye için aynıdır. Bunlar,
5 yaş altı, özellikle de 2 yaş altı çocuklar,
Gebeler,
Her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar, yani astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar,
REYE sendromu nedeniyle 19 yaş altı aspirin tedavisi alanlardır.
En yüksek riski olanlar gebelerdir. Hastaneye yatışların ise çok önemli bir kısmını pnömoniler oluşturmaktadır.
Korunma
Domuz gribi solunum (hava) yoluyla bulaşmaktadır; aşısı bulunmuştur ve Dünya Sağlık Federasyonun onayladığı bir aşıdır. Ancak aşının yan etkileri konusunda hâla şüpheler bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü, dünyada Aralık 2009'a kadar 65 milyon aşının yapıldığını ve mevsimsel grip aşısında beklenenlerden farklı yan etkiye rastlanmadığını bizzat açıklamıştır.
Domuz gribi aşısında adjuvan olarak yer alan skualen daha önce hepatit, papilloma, bazı grip aşıları ve kuş gribi gibi farklı birçok aşıda denenmiştir ve hem AB'de hem de ABD'de onay almıştır. Koldaki enjeksiyon yerinde ağrı dışında, adjuvanlı ve adjuvansız aşılar karşılaştırıldığında hiçbir ciddi yan etki görülmemiştir. Bir iddia da, bu molekülün normalde bağırsaktan alındığı ve koldan verilmesi durumunda antikor oluşumuna yol açacağı şeklindedir. Bunun da aksi ispatlanmış ve enjeksiyon yoluyla verilen adjuvanlara karşı antikor oluşmadığı gösterilmiştir.
Onaylanmış aşılar gebelerde yapılabilir. Buna, canlı zayıflatılmış aşılar, ayrıca adjuvanlı ve adjuvansız ölü aşılar dahildir. Yeterli antikor oluşumunun sağlabilmesi açısından, bebeklerde 6. aylıkdan itibaren aşı uygulanabilir. İlk 6 ayda bebeğin annesinin veya bakıcısının aşı olması gerekmektedir. Öte yandan, yenidoğanlara dahi oseltamivir verilebilmektedir.
Aşıya bağlı olarak, yumurta alerjisi olanların dışında beklenen bir alerjik reaksiyon yoktur.
Tedbir olarak, solunum maskeleri dışında, özellikle kalabalık ortamlarda bulunduktan sonra, eller sıklıkla sabun ve su ya da alkol içerikli kimyasallar ile yıkanmalıdır. İnsanlar ellerini yıkayamadıkları durumlarda, ağızlarına, burunlarına ve gözlerine elleriyle dokunmaktan kaçınmalıdır. Eğer öksürme gerekiyorsa ağız bir bez ya da kâğıt ile kapatılmalı ve kullanılan kâğıt ya da bez hemen çöpe atılmalıdır.
Gönderen
UniReX